Cuma Akşamı U2 Konserindeydik

Daha önce size bahsetmiştim. Mars Entertainment Group ve Gnctrkcll işbirliğiyle U2 Türkiye'ye geliyor demiştim. Ve geldiler...Hatta bir haftadır buradalar! Hangi salonlarda izleyebileceğinizi görmek için Mars Sinema sayfasına bakabilirsiniz.

Evet, üç boyutlu gözlüklerinizi takın bakalım...










Koltuğunuza yaslanın ve Bono önünüze gelsin, elini size doğru uzatarak ve hatta gözlerinizin içine bakarak şarkı söylesin. Edge yanınızda gitar çalsın, Larry de önünüzde bateri şov yapsın. Arada bir küçük harflerle şarkılara eşlik edebilirsiniz, ayağınızla ritim tutabilirsiniz, sevgilinizi öpebilirsiniz, ama lütfen mısır yemeyin. Konser izliyorsunuz yahu! Stadyumları tıklım tıklım dolduran yüz binlerce insan arasından hangisinin mısır yediğini görüyorsunuz? Sinema salonunda olabilirsiniz, ama Pavlov'un deneği gibi davranmaya da gerek yok. O konser havasını feci bozan bir durum olduğunu düşünüyorum (ki yanımızda ikinci yarı boyunca kova mısırını çatır çutur yiyen bir garip insanoğlu oturduğu için eminim de diyebilirim!).

U2 severler için muhteşem bir deneyim olacağını söylemeliyim. Bence Türkiye'de oldukları bu keyifli haftaları kaçırmayın. Yine de muhalif yanım devreye girecek ve bu 3D olayı ile ilgili ufacık bir eksi yorum yapmadan duramayacağım. Üç boyutlu film izlemek benim gözlerimi inanılmaz yoruyor. Bir de bazı şeylerin orantısız bir şekilde büyük ya da küçük göründüğü sahnelerde o havanın kaçtığını düşünüyorum. Ne bileyim tam da son derece gerçekçi ebatlarda Bono'yu görürken Bono'nun kafası büyüklüğünde bir seyirci elini de aynı hizada görmek biraz algılarımı bozuyor. Ama bunlar aslında gerçekten ufak detaylar, yani Bon Jovi gelince yine gözlüğümü takıp salona kurulacağım. ("Bon Jovi 3D mi geliyor yoksa?" diye heyecanlandığınızı görür gibiyim. Şimdilik öyle bir şey yok, ama ben evrene gerçekçi ve kesin bir mesaj göndererek gelecekmiş gibi davranıyorum! İstersem olur! Hişşş, çaktırmayın! Hatta siz de bu isteğinizi yollayın evrene! Bakarsınız üç boyutlusunu değil, bir kez daha kendisini çekeriz Türkiye'ye!)

Konser öncesinde de biraz yaramazlık yapıp, kalorili ama keyifli atıştırmalıklar yiyip, biramızı içebiliriz. O zaman Num Num'a buyurmalısınız. Bu arada söylemeyi unutmuşum, biz U2'yu G-Mall'da izledik. Orada da sinema öncesi Num Num'a oturmak bizim için neredeyse bir klasik olmuştur. Genellikle sinema saatini beklerken bir iki tane bira içeriz, ama bu kez biraz acıkmıştık. Önden koca bir "combo plate" (resimde gördüğünüz karışık atıştırmalık tabağı), arkasından da İso'cuma bir pizza söyledik. Yemekler ve servis her zamanki gibi çok lezzetli ve başarılıydı. Servis elemanları ise her zamankinden de fazla ilgili, güleryüzlü ve içtenlerdi.












Güzel yemekler, buz gibi biralar ve muhteşem görüntüler eşliğinde bir müzik ziyafetiyle bir Cuma akşamının daha sonuna geldik. Daha önce hem gündüzü hem de gecesi bu kadar dolu bir Cuma yaşadığımı hatırlamıyorum. Ama bana gerçekten de çok iyi geldiğini söyleyebilirim.

Gerçi hafta sonunun kalanını evde geçirmek de çok iyi gelecek gibi! Eşofmanları çekip, gazetelere ve kitaplara gömülüp, bir o koltukta bir bu yatakta uzanıp, çay, kahve, şarap eşliğinde sohbetler edip, ara sıra bilgisayar başına gelip, telefon konuşmaları yapıp, İso'cumla birlikte evin her köşesine doyduğumuz bir hafta sonu geçirmeyi istedim galiba! Evet, evet istiyorum bunu! İso'cum dünden razı olduğuna göre bu sakin planı Cumartesi sabahından itibaren uygulanmak üzere hemen devreye sokuyoruz. Kapımıza da "Lütfen rahatsız etmeyiniz!" yazısı assak mı acaba? :)

2 yorum:

Delfina ; dedi ki...

kızkardeşim de gitti geçen hafta,süper bir deneyimmiş...bonjovi de yapsa böyle güzellik koşa koşa gitsek :)

Imge dedi ki...

evet yaa.. kesinlikle süper olur.. :)