Lizbon deyince aklınıza ilk olarak deniz ürünleri gelecektir. Gerçekten de burası benim gibi denizden ne çıksa gözü kapalı yiyebilecekler için bir cennet! Sabah öğünü hariç her öğünde balık, kalamar ve ahtapotla beslenmeniz mümkün bu şirin şehirde.
Restoranlar ve gece hayatı açısından en zengin yer Bairro Alto bölgesi. Buranın ara sokaklarında yanından geçerken restoran olduğunu fark edemeyeceğiniz kadar küçük ve gösterişsiz ama inanılmaz lezzetli yemekleri olan restoranlar bulunuyor. Bunlardan biri de Cantinho do Bem Estar! Florasan ışıkları, en fazla 20-25 kişilik kapasitesi ve masaların üzerine serilen kağıt örtüleriyle inanılmaz salaş ve belki de ilk bakışta hiçbir şeye benzetemeyeceğiniz bu mekanın yemekleri çok lezzetli. (Bu tarz başka bir alternatif için bizim deneyemediğimiz ama Mehmet Yaşin'in önerisi olan Cantinho Das Gaveas'ı da deneyebilirsiniz.) Bu küçük esnaf lokantası benzeri restoranlarda envai çeşit deniz ürününü bulabilirsiniz. Ev şarapları da çok lezzetli. Pirinç garnitürlü ahtapot ve karidesten oluşan aşağıdaki iki kişilik tabakları çok meşhur. Karidesleri yerken yan masalara sos fışkırtmamaya
dikkat edin! Olmaz olmaz demeyin, olabiliyor! :) (Adres: Rua do Norte 46, Lisbon, 1200)
Bu arada Lizbon'daki restoranlarda masanıza en başta getirdikleri tereyağı, peynir, zeytin, ekmek, vs gibi tabakların ikram olmadığını hatırlatayım. yemek istemediklerinizi veya hepsini birden geri gönderebilirsiniz. Ayıp olur diye düşünmeyin. Ama fiyatları da 2-5 EURO arasında değiştiği için yemeğinizi beklerken atıştırmalık olarak da tercih edebilirsiniz.
Lizbon'da genel olarak yemek fiyatları çok uygun - Fado dinlerken yemek yemek dışındakilerden bahsediyorum. (Fado için burayı tercih etmenizi şiddetle tavsiye ettiğimden bahsetmiştim. Bir gecenizi buraya ayırmalısınız.) Akşam yemekleri genellikle iki kişi tıka basa doyana kadar yerseniz 35-50 EURO arasında değişiyor. Daha uygun fiyatlara da karnınızı doyurmanız mümkün. Ama dikkat: birçok küçük restoranda kredi kartı geçmiyor. Yanınızda mutlaka yeterince nakit bulundurun.
Önereceğim diğer bir mekan ise Cervejaria Trindade olacak. Tarihi çok daha eskilere dayanan bu mekan 1836 yılında Manuel Garcia tarafından alınarak bira fabrikası yapılmış. Hâlâ kendi biralarını üreten (ama farklı bir yerde) bu geniş mekanın yemekleri süper. Gece 2'ye kadar açık olan restorana ulaşmak için Metro'nun Baixa-Chiado durağında inerek Rua Nova da Trindade adlı sokağı buluyorsunuz. 20 numarada sizleri bekliyor. Daha detaylı incelemek için buraya buyrun.
Üçüncü tavsiyem ise kredi kartı işareti olmasına rağmen makinemiz bozuk numarası yapan 1º de Maio olacak. Burası da Bairro Alto bölgesindeki o küçük, salaş restoranlardan biri ama inanılmaz lezzetli yemekleri olan tipik bir Portekiz restoranı. (Rua da Atalaia, No: 8) Hem üstte hem de burada gördüğünüz tabağın adı Bacalhau olarak geçiyor. Izgara, kızartma veya domates soslu pek çok alternatifi olan bu balık Portekiz'de sık sık karşılaşacağınız morina balığı.
Bunların dışında Lizbon'un en eski restoranı olan Tavares Rico'yu deneyebilirsiniz. Akşam yemeği için biraz pahalıymış, ama öğlen menülerinin makul olduğunu duydum. Ama yine de önünden geçerken karanlık ve kasvetli bir yer gibi göründüğü için biz denemedik. Doca-Alcantara liman bölgesinde marinaya karşı çok şık restoranlar ve gece geç saatlere kadar açık olan gece kulüpleri (bizim Reina, Sortie tarzı) olduğunu söyleyeyim. Biz Belem dönüşü oradaki bir Irish Pub'da akşam üstü birası molası vermiştik. Sonrasında oraya tekrar gitme fırsatımız olmadı. İyi ki de İso'cum sayesinde o molayı vermişiz, çünkü o mola gerçekten de unutulmaz keyif anları arşivimizdeki yerini aldı.
Öğle yemeğinde Alfama'da ya da Rossio Tren İstasyonu'nun karşısındaki Gar Lokantası tarzı yerde yediğimiz deniz ürünleri de çok lezzetliydi. Özellikle de o etli kalamarların hem kızartması hem de ızgarası bir harikaydı. Lizbon'un tatlı açısından çok zengin bir yer olduğunu söyleyemeyeceğim. Belem çöreği dışında tavsiye edebileceğim bir lezzet yok o yüzden. Yazının sonuna gelirken Portekiz biraları olan Super Bock ve Sagres'i de bir kez daha hatırlatayım. Ve tabi ki Rossio Meydanı'ndan geçerken bir shot Ginginha atmayı da unutmuyorsunuz!
Tam da öğle yemeği saati yaklaşırken böyle bir yazı yazdığım için sizlerden özür dilemeliyim galiba, ama yazdıklarım Lizbon'a giderken çok işinize yarayacak, o yüzden affedin beni.. Bu öğlen balık yemeye ne dersiniz? :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder