Son Günlerin Keyif Molaları

İstanbul Doors grubuna ait İstanbul'un ilk İtalyan restoranı olan ve 1993'ten beri hizmet veren Da Mario'da buluştuk arkadaşlarımızla geçen değil, ondan önceki Cuma akşamı. Bundan önceki Da Mario ziyaretimin üzerinden sanırım on yıldan uzun bir süre geçmiş! Bazı yerlerin hizmet ve yemek kalitesini yıllardır bozmadığını görmek gerçekten çok güzel. Başlangıç olarak dana carpaccio klasiğinden şaşmayıp, sonrasında da her birimiz kendi zevkimize göre ev yapımı harika makarnalarından söyledik. Şarap olarak da önerimiz sonucu masa olarak Sensus Şarap Butiği'nde keşfettiğimiz dört farklı üzümden yapılmış Paşaeli'ni içtik... ve tabi ki bir şişeyle de kalmadık. :) Da Mario'nun atmosferi de yıllar öncesinde hatırladığım hoşluktaydı. "İstanbul Doors" ve "İtalyan" kavramlarının birleşiminin hesaba yansıyacağını tahmin edersiniz. Ama korkmayın, benim gibi 10 yılda bir gitmenize neden olacak kadar korkunç da değil durum! :) Canınız şık ve sıcak bir İtalyan gecesi istediğinde uğrayabileceğiniz bir adres burası. Fotoğraf kendi web sayfalarından. 


İkinci keyif gecesi 18 Mart akşamı için Ezgi'nin yapmış olduğu organizasyondu. Bir CELO organizasyonu olması hedeflenen ama kimsenin programını uyduramaması sonucu Ezgi'nin bir arkadaşını benim de Ongun ve İso'yu alarak buluştuğumuz Old City Comedy Club gecesi beklediğimden çok daha eğlenceli geçti. Hatta Pazartesi sendromuna ilaç gibi geldi. Beyoğlu'ndaki bu küçük barda her akşam farklı tiyatro ve doğaçlama etkinlikleri oluyormuş. Biz de Ezgi'nin öğrencilerinden birkaçının da rol aldığı Tiyatro Kılçık'ın Düğünde Panik oyununa gittik. Ve gerçekten çok güldük! :) Üstüne üstlük biramızı içerek ve patlamış mısırlarımızı yiyerek oyun izleme deneyimi de yaşamış olduk. 35'inde bir tiyatro sever olarak bu da benim için bir ilkti doğrusu. Öğrenmenin yaşı yok diye boşa dememişler. :) Bir Beyoğlu akşamını da böyle geçirebilirsiniz, benden söylemesi. Rezervasyonlar için: 0-212-244 26 67.


Sıradaki durak da yine en son en az on yıl önce gittiğim yerlerden: Aşşk Kahve. Ne vardı bu "en az on yıl önce" diyebilirsiniz. 1999-2002 arasında İstanbul'da gidilmedik restoran, bar, eğlence mekanı (Kuşum Aydın, Altay, Serdar Ortaç'ın Etiler'deki programları da Ortaköy'de Reina'nın karşısında o dönem bulunan Scene Club'ta gece 3'te kuyruk beklemek de dahil olmak üzere! :)) bırakmadık diyebilirim. İstanbul'a ilk geldiğimiz yılların coşkusuydu herhalde. O zamanlar ne blog ne sosyal medya vardı tabi. Aah ah, onları da yazmış olsaydım İmgeleme ansiklopedisi oluştururdum. Neyse...

Aşşk Kahve'deki öğle yemeğinde de Tarsus Amerikan'dan dört kız arkadaş buluştuk. Biri zaten sürekli görüştüğüm Müge'ydi. Ama 1995'te lise mezuniyetinden beri görüşmediğimiz Seda ve aynı şekilde o zamandan beri görüşmediğimiz ama en azından Facebook listemde olduğu için aradan geçen süre yanılsaması yaşadığım Serde'yle buluşma kısmı gerçekten ilginçti. Yıllar geçse de herhangi bir kopukluk ya da çekingenlik hissetmeden doğal sohbetler edebilmenin ve keyifli zaman geçirebilmenin sırrı en doğal olduğumuz çocukluk ve ilk gençlik yıllarını paylaşmış olmak mı yoksa kişilerle ilgili bir şey mi diye düşündüm bir kez daha (CELO buluşmasında da aynı şeyi düşünmüştüm). Çok güzel bir buluşmaydı. Tekrarlamaya karar verdik. Umarım başarabiliriz. 

Yemekleri güzel, bol iyot kokulu, fiyatları makul Aşşk Kahve'yi bilmeyen yoktur zaten. Anlatmama gerek yok o yüzden. Sadece hatırlatayım: feci güzel mevsimi geliyor, ona göre! :)

2 yorum:

Mahmutun güncesi dedi ki...

Old City Comedy Club için yazdıklarınıza katılıyorum.Zaman zaman benim de gittiğim hem biramı hem de oyunumu izlediğim yer.Keşfedemiyenler bir ziyaret etsin derim.Taksimden girişte biraz ilerideki Adidas mağazasının karşısında ki sokağa girin.Sağ kolunuz üzerinde göreceksiniz.

Imge dedi ki...

Mahmutun güncesi,

Ve ekleyeyim: sezonun son oyunları oynanıyor bu haftalarda..