Evet, Migros alışverişimi yapıp, bavulları boşaltıp, çamaşırları yıkayıp, akşam için yemeğimi yapıp, ortalığı biraz daha makul bir hale getirip, biriken yüzlerce maili temizleyip yanınıza geldim. Yayınlanan yazılarım sizi kandırmış olabilir, ama aslında bir haftadır yoktum. Onlar planlanan yazılarımdı. Ben tatildeyken blogger'ın da tatil yapmasına gerek yok diye düşündüm. :)
Mersin'de yazlıktaydık. Her şey o kadar aynı ki oralarda.. Hayat hiç değişmiyor sanki.. O tatlı rehavet içindeki akışına devam ediyor.. O yüzden fotoğraf yok, yazı yok, yeni bir şey yok! Her şey buradaki gibi. Ya da buradaki.. Bir de buradaki gibi.. :) Mersin'e her gidişimde olduğu gibi bu kez de aynı şeyi hissettim: "Lütfen bazı şeyler hiç değişmesin!"
Ama neden sesimde o coşkulu tatil dönüşü tonu yok? Merak ettiniz değil mi? Anlarsınız siz benim şevkli, coşkulu, mutlu, sinirli, vs olup olmadığımı. Ve öyle dolu dolu 9 gün tatil yapıp gelmiş gibi değilim değil mi? Aynen öyle. Çünkü bu sene yaz mevsimini yaşadığımızdan bile emin değilim!! O kadar ki Mersin'de bile iliklerime kadar ısınmayı beklerken sahilde oturduğumuz nargile kafe'de üşütüp, ertesi günü annemin kaynattığı nane limonlarla geçirdim. (Gerçi her gidişimde orada böyle bir vukuatım olur. Okula gitmemek için tebeşir yutan çocuklar gibi ben de "anne yanında hasta olmanın" tadını çıkarmak için orada üşütüyorum galiba. :) ) Havaya bağlı olarak deniz genellikle dalgalıydı. Durgun olduğunda bile o en güzel halinde değildi. Güzel olduğunda açılamıyorduk, çünkü açıklara hakim olan "the others" vardı.
Onların sınırını ihlal edersek, zehirli silahlarıyla bizleri kızartabilirler diye uslu uslu kıyıya yakın yerlerde yüzmek zorunda kaldık. Bizler nasıl yazı yaşamadığımıza şaşırıyorsak, denizanaları da şaşırıp Eylül sonu geleceklerine şimdiden gelmeye karar vermişler! Açıklarda bir sürü denizanası vardı. Oralara yüzmedik, ama denizanası lafını duyar duymaz deniz bisikletiyle keşfe çıktık. İso ve ben sürdük, annem ve babam da ellerinde çubuklarla arkaya bindiler. Son ana kadar kendi denizinde denizanası olamayacağına inanan annemin onlarla ilk karşılaşmasında yaşadığı hayal kırıklığı ve bozgunun yüzüne yansıdığı anı görmeliydiniz. Olayı feci kişisel aldı ve hatta kendine yapılmış bir saygısızlık olarak kabul etti. :) Denizanalarından dolayı geçen senelerden farklı olarak bu sene yat gezisine de gidemedik, çünkü oradaki koyların da denizanası dolu olduğunu öğrendik.
Sonra benim diş kontrolüm için Adana'ya gittiğimizde İso'cumun da vücudundaki yaklaşık üç yüz tane bene rağmen güneşe çıkmasının hiç de doğru bir şey olmadığını bir kez de doktor ağzından duymuş olduk! Hatta kısa bir süre içinde onlara bir el atılmasına ve gözlerimizin üzerlerinden ayrılmamasına karar verildi.
Ama elimizde olmayan bu tip şeyler dışında her şey yolundaydı diyebilirim. Benim için tatilin en güzel yanı annemle babamı görmek, deniz kıyısında olmak, Mersin güneşinde kıvamlandırılmış koca bir kavanoz şeftali ve böğürtlen reçelini İstanbul'a getirmek, oradaki sahaflardan ve annemden aldığım kitaplar sonrasında elimdeki bekleyenlerle birlikte okunacak kitaplarımın yığıldığını görmek (bkz. aşağıdaki resimde önde duran kitaplar; galiba bir süre kitap almamalıyım!), günlerimi gamsız ve tasasız geçirebilmek oldu. En kötü yanı ise her zamanki gibi dönüştü!
Bu arada unutmadan söyleyeyim, birileri tatile gidiyorum dediğinde karşılığında söyleyeceğiniz "Vay be, biz hâlâ izin alamadık!" ya da "Amma çok geziyorsunuz!" ya da "Gidin bakalım, biz İstanbul'u bekleriz nasılsa!!" ya da "Kaçıncı oldu bu, nereden buluyorsunuz bu kadar zamanı/parayı (ki bu en densizi oluyor!)?" gibi ifadeler karşınızdakine güzel bir tatil geçirmesi dileğinizi sunmak için kullanabileceğiniz ifadeler değillerdir. Hatta bunlar genellikle kendinize saklamanızın daha iyi olacağı cümleciklerdir! Arkadaşınıza, eşinize, dostunuza iyi bir tatil dilemek için sadece "İyi tatiller!" ya da "Güle güle gidin dönün" ya da "İyi yolculuklar! Bol bol eğlenin, dinlenin,vs." gibi cümle kalıplarını kullanabilirsiniz. Bu semantik iyiliğimi de unutmayın... :)
7 yorum:
Vaayy, onceki yazilara baktim, cok degisik yaa, anilarim canlandi. Tomuk degil mi burasi, flamingoya yakin bi yerde sanirim sizin site:) Valla oyle bi yerde ben 1 ay bile yatardim herhalde tam dinlenirdim:)Ne guzel bi tatil olmus size.. Bu arada annenin yaninda da hastalanmak gibisi yok dimi:)
Kitaplarina baktim da, Limon Agacini ben de merak ediyordum, yorumlarini bekliyoum..
Nymphea,
Doğru bildin..:) Tömük'e çok yakınız. Gondol'la MTS arasındaki küçük sitelerden biri bizimki. Tam dediğin gibi 1 ay yatıp, kitap okumak dışında hiçbir şey yapmamalık bir yer işte.. :)
Sevgili Imge;
Ben de kucuk bir kaçamak yaptım, o yüzden henüz bakabiliyorum dostlarımın yazdıklarına... Yazılara değinmeden önce bir konu çok ilgimi çekti. Kütüphane resminde alt rafta yer alan "Open Society" isimli kitap. Yazarı "George Soros" mu acaba? Ben uzun zaman aradım bulamadım. Nereden temin ettiğini öğrenmem mümkün mü?
Sevgiler
B.
Bivet selam,
Hoş geldin İstanbul'a. Umarım iyi gelmiştir bu küçük kaçamak sana.
Soruna gelince: Evet,o gördüğün kitap George Soros'un Open Society'si. Eşimin kitaplarından biri ve Londra'dan aldığını söylüyor.
Nasıl olduğunu bilmediğimiz bir çevirisi de Pandora ve İdefix'te satışta gibi görünüyor. İncelemek istersen:
http://www.pandora.com.tr/urun.aspx?id=113556
veya
http://www.idefix.com/kitap/acik-toplum-kuresel-kapitalizmde-reform-george-soros/tanim.asp?sid=BEX2L99CBT7T6GZX0F5Q
Sevgiler..
Sevgili İmge;
Nezaketin ve yardımın için teşekkür ediyorum. Anlaşılan yurtdışından temin etmek dışında pek bir şansımız yok.
Bu arada tatilinin keyifli geçtiğini duymak çok hoş. Keyifli geçen bir tatil dönemi beni tüm sezon dinç ve sıhhatli tutuyor. Ben buna inanıyorum. Bu sebepten dolayı "tatilim iyi geçti" diyen her kişi sanki bana biraz daha enerji katıyor. Onlar adına mutlu oluyor ve mutluluğun pozitifinden menfaat sağlıyorum... Hoşgeldin...
Sevgiler
B.
Bivet,
Hoş bulduk. Böyle güzel yorumlar duyunca insan gerçekten "hoş" buluyor doğrusu. :) Teşekkürler. Umarım senin tatilin de çok keyifli geçmiştir.
Sevgiler..
Have you ever noticed that you wake up a minute before the alarm clock goes off? Well then you MAY have experienced this same sensation Copyright 2005 Ignorance is bless or maybe in your wallet? Is your dog pretty darn close to being the very center of your universe? Do you love spoiling him, respond to his every whimper and cry, and spend hundreds of dollars on gourmet treats? To say that dogs are man's best friend is anything but a clich
Both of these require guessing and detective work Mister To keep it from becoming a national epidemic we simply stop the situation in it's tracks
[url=http://www.authenticnikefalconsshop.com/roddy-white-jersey-for-sale-c-15_21.html]Roddy White Jersey[/url]
[url=http://www.authenticnikefalconsshop.com/tony-gonzalez-jersey-for-sale-c-15_22.html]Tony Gonzalez Jersey[/url]
[url=http://www.authenticnikefalconsshop.com/roddy-white-jersey-for-sale-c-15_21.html]Roddy White Jersey Sale[/url]
Yorum Gönder