Şehrin bu bölgesinde görmeniz gereken bir yer daha bulunuyor: Pantheon. Burası ilk olarak Paris'in koruyucu azizesi Geneviève'e ithaf edilen bir kilise olarak yapılmış ama Fransız Devrimi sonrasında kilise özelliğini kaybederek bir anıt mezar halini almış. Mimari olarak Roma'daki Pantheon'u andıran bu yapının içinde Voltaire, Victor Hugo, Emile Zola, Jean-Jacques Rousseau, Marie Curie, Alexandre Dumas ve Pantheon'un mimarı olan Jacques-Germain Soufflot'nun mezarları bulunmaktadır. Aşağıdaki resimde benim durduğum yer Pantheon'un önündeki meydan. Sokağın köşesindeki tabelalara dikkat ederseniz buranın Place du Pantheon'un (Pantheon Meydanı) yapının mimarının adının verildiği Rue Soufflot (Soufflot Caddesi) ile kesiştiğini görürsünüz. Haritanızı açıp Paris'teki sokak isimlerine baktığınızda ise ünlü sanatçılardan, yazarlardan, devlet adamlarından, bilim adamlarından ve bir şekilde insanlığa katkıda bulunmuş büyük isimlerden oluşan bir liste ile karşılaşabilirsiniz.
Şehrin içini adım adım dolaştık sayılır. Artık şehirden biraz uzaklaşma zamanı geldi. Önümüzdeki iki gün yarımşar saatlik tren yolculukları yaparak görmemiz gereken iki yer daha bulunuyor. Söylemem! Sürpriz olsun! :)
2 yorum:
hastasıyım!! bayıldığım bir bölge. buradan bir ev istiyorum. hafta sonları Keroş'la parkta model uçak uçurmak istiyorum. istiyorum da istiyorum...çok istiyorum di mi? :o)))
öptüm!
Olur mu hiç! İstemenin sonu yok biliyorsun, az bile istiyorsun Özlemcim.. Tam gaz devam!! :))
Yorum Gönder