İki Kişilik Yaz

Üşenmedim saydım, tam on sekizinci DOT oyunumuzu izlemişiz geçen hafta. Pek mutlu ve gururluyuz, o ayrı, ama bir yandan da ufak çapta bir DOT uzmanı falan olmuş gibi hissediyoruz İso'cumla birlikte. Böyle kendimizi kaptırıp karşılaştırmalı analizler yaptığımız, yıllar içindeki gelişim/değişim sürecini artıları ve eksileri ile ele aldığımız tartışma programları düzenlediğimiz, insanlara "sana bu oyun olur, ama şu sert gelir; belki bir doz şundan, bir dozdan bundan alman iyi olur" gibi naçizane önerilerde bulunmadan edemediğimiz oluyor ne yalan söyleyeyim. ;) Değişmeyen tek şey var ki, her oyunlarından çıktığımızda kendimizi iyi hissettiğimiz ve "iyi ki gelmişiz" dememiz. 

İki Kişilik Yaz, diğer DOT oyunlarının bazılarından tanıdığımız David Greig ve tanımadığımız ya da anıyorsak da hatırlamadığımız Gordon Mc Intyre tarafından yazılmış. 35 yaş dönümünde ya da krizinde olan, birbirlerinden çok farklı iki karakterin, Helena ve Bob'un hem ayrı ayrı hem de ortak hikayelerini anlatıyor. Her ikisinin de hemfikir olduğu en önemli şey 35'in boktan bir yaş olduğu! 


Belirtmeden geçemeyeceğim, 37 yaşımda ben de kendilerine katılıyorum. 35'in kişinin kendini belki de en çok yıpratarak sorguladığı yaş. Hayattaki anlam arayışının en yoğun olduğu dönem. Hayatın herkese sunduğu "fiks menü rutini" içinde boğulmaktan en korkulan dönem. Zaman zaman da en cesur adımların atılabildiği bir dönem. Peki boşanmış, yasa dışı işlerle uğraşan ve keyfi yerine gelsin diye barda tek başına Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar'ını okuyacak kadar ümitsiz vaka olan Bob ile boşanma avukatı, iyi eğitimli, yalnız profesyonel Helena 35 bunalımını nasıl atlatacaklar dersiniz? Akışa mı kapılırlar, yoksa radikal kararlar alarak hayatlarının dümenini çılgınca bir yöne mi çevirirler? Birlikte mi, ayrı ayrı mı? İzleyip de görmeye ne dersiniz?


Oyunun baş rollerinde Tuğrul Tülek ve Gizem Erdem var. İkisi de her zamanki gibi çoook başarılı bir oyunculuk sergiliyorlar. İçinde müzik ve birazcık dans da olan bir oyun bu. Müzik kısmında bu ikiliye oyunun müzik yönetimini yapan Özgehan Özturan da katılıyor. Aslında zor ve bunalımlı bir ruh halini, hayatlardaki sevgi eksikliğini, yalnızlığı, aşksızlığı, eksik kalmışlığı anlatırken bile sizi bunaltmayan, içinizi ısıtan, birçok yerde de pek güldüren ekip işte bu. Hiç de az şey değil yaptıkları. Hatta en zor olanı yapıyor, ruhumuzu doyuruyorlar. Bizden yine kocaman alkışlar gelsin DOT'a! Ama sizden de gelsin. İki Kişilik Yaz'ı mutlaka izleyin. Edinburg'un yağmuruna, pusuna rağmen içinizde güneş açsın. ;)

Gişe tel: 0-212-251 45 45 / 232 48 28
Oyun tarihleri ve saatleri ile ilgili bilgi almak için de buraya buyrun.

İyi seyirler.

(Minik de bir kişisel not: içimizi ısıtmayan, yüzümüzü güldürmeyen, ağzımızı burnumuzu tekmelerken düşündüren (!), küfrederken sorgulatan, tırsıtırken nefes kesen o eskinin sert içerikli DOT oyunlarını da özledim ben yahu. Aaah ah, nerede o gerim gerim gerilerek oyundan çıkıp ertesi gün masaj randevusu aldığımız günler? DOT da mı yaşlanıyor acaba azizim? ;P)

Hiç yorum yok: