Son dönemde okuduğum iki kitaptan bahsetmek istiyorum size. İlki Oya Baydar'dan Surönü Diyalogları. Bilen bilir, Oya Baydar'ın hem duruşuna, hem de romanlarına bayılırım. Bu kez roman yok elimde. Hepimiz gibi geçtiğimiz bir yıl içinde barış için umutlanan ve Doğu'da yaşanan yıkım ve kırımlar sonucunda kalbi, coşkusu ve umutları paramparça olan bir kadın var. Batı'dan gelen, Batı'dan Doğu'ya bakarak anlamaya çalışan, duyarlı ve empati dolu olduğunu düşünen bir kadın ile Doğu'da bizzat yaşananların içinde hayatını sürdürmeye çalışan dost hemcinsi arasındaki soru-cevap şeklinde devam eden diyaloglar adeta bir hesaplaşma niteliğinde. Çok samimi, çok açık ve net sorular ve yanıtlar var iki tarafın da ağzından. Gerçek bir diyalog var Sur, Cizre, Lice ve pek çok yerde olanlarla ilgili. Ama ne yazık ki, çıkan sonuç artık bu konuda da umutsuzluk ve çözümsüzlüğün hakim olduğu ve kopuşun gerçekleştiği yönünde. İçim paramparça okudum. Ama illa ki okumanızı öneririm. Bu kadar tarafsız bir şekilde olaylarla ilgili iki tarafın da bakış açısını görebileceğiniz bir kitap kolay bulunmaz.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiExP5VnjHay38MP0pAvmnErlgcv1LPvQ2al3NUQui4tdyoGEqoBFTKzDEhAa65iGOrM1xtJTFS94Oqc0bPgnmIlcPu_k0dPMa8p2eJiN7IlOe5SMZp7wBF1LOIC5D6K2pSP8HzLxdizgs/s320/kirmizi-sacli-kadin.jpg)
Uzun zaman sonra elime aldığım Orhan Pamuk'un Kırmızı Saçlı Kadın romanı içinse illa okuyun demeyeceğim. Bu adama bir daha ne zaman şans veririm bilmiyorum ama bu roman tam bir hayal kırıklığı oldu ben de. Bir kere Orhan Pamuk'un o uzun cümleleri, detaylı anlatımını falan düşündüğümde bu roman onun karalama defterinden notlar bile olamayacak basitlikte geldi bana. Ya da evet, ancak Enver'in cezaevi günlüğünde olanları anlatması olabilir! "Babayı öldürmek" ve "oğulu öldürmek" temalı efsane hikayelerden yola çıkarak Kral Oidipus'u yazan Sophokles'i ve Rüstem ve Sührab'ı yazan Firdevsi'yi anmış, ama keşke anmasaymış. Fazla zorlama ve başından sonu belli olan bir kurgu olmuş doğrusu. Bir de her sayfada onlarca kez kullanılan "bazan" kelimesi o kadar gözümü, kulağımı tırmaladı ki anlatamam. Belki de ondan ısınamadım kitaba. Bazan ne yahu? Bazen değil mi o?
Oya Baydar'ın kitabında bir sürü yerin altını çizip not etmeme rağmen, Orhan Pamuk'ta altını çizecek hiçbir yer bulamadım. Yani kısacası; okundu, bitti, saygısızca ;)
Size de iyi okumalar dilerim.
2 yorum:
Baydar ne yazık ki (U) dönüşü yapmış, Pamuk ise zaten geri viteste birisi olduğundan kitaplarını okumuyorum.
Mehmet Bilgehan Merki,
Oya Baydar'ın u dönüşünü algılayamadım ama ilk kez bu kadar çaresiz ve umutsuz bir hava içinde yazdığını görmek üzdü beni. Orhan Pamuk'un da artık hangi viteste olduğu beni hiç ilgilendirmiyor açıkçası. Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz Kale gibi okumaktan keyif aldığım o eski, roman gibi romanlarına yine kavuşabilir miyim diye denemeler yapıyorum cesaret topladıkça. ;)
Yorum Gönder