Yılın ilk on gününü on hafta gibi yaşadığımız yoğun -ve her zamanki gibi trajik- gündem içinde yılbaşında yazmaya elverişli ruh hali ve zaman bulamamıştım. Hazır kardan dolayı eve kapanmışken biraz yazı yazayım dedim. Ve yılbaşında arkadaşlarımızla tercih ettiğimiz Bakucha Hotel & Spa ile başlamak istedim. Bizim için yılın ilk karını gördüğümüz yer de orası oldu bu arada. 31 Aralık Cumartesi günü İstanbul'dan yola çıkıp da tesise vardığımız öğleden sonra saatlerinde yağan lapa lapa kar etrafın yılbaşı ruhuna uygun bir görüntüye bürünmesini sağladı.
Arcadia Bağları'nın içinde bir gastronomi oteli olan bu tesiste 26 suit oda, havuz (ve sıcak havuz), Sanitas Spa ve güzel yemekler bulunuyor. Odaların genişliği ve temizliği de harika. Ama siz siz olun bizim gibi kışın gitmeyin! Çünkü Tekirdağ'da, yani Balkanlar'dan gelen soğuk havayı yurda girmeden önce ilk karşılayan yerde kurulmuş bu otelde kaloriferler çalışmıyor. Şaka değil! Hatta klimalar bile yatana kadar teknik bir arızadan dolayı çalışamadı da en son gecenin köründe çalışmaya başladı. Sonuç olarak yılbaşına montlarımızla burnumuz donarak ya da giriş salonundaki şöminenin dibinde minik bir mangal kıvamında kokarak girebildik. Bu yüzden de ilkbahar ve yazın çok güzel olabilecek bu hafta sonu kaçamağını kışın önermiyorum.
Neyse! Biz yeni bir yıla girecek olmanın umudu, coşkusu -her ne kadar yılın ilk saatlerinde yok olduysa da yılbaşı sabahında vardı en azından- ile ve Arcadia şaraplarını tadacak olmanın keyfiyle çok takılmamaya karar verdik olumsuzluklara. İlk gün saat 5'e doğru bağ ve üretim yeri gezisi ve tadım etkinliği de yaptık. Şaraplar ve üretim süreci hakkında bilgi alıp hangi çeşitlerle aramızda aşk oluştuğunu önümüzdeki sipariş formlarına not ettik. Ben en çok Finesse Cabernet Sauvignon ve A serisi şaraplarından Cabernet Franc'i beğendim. Çok önerdikleri beyaz şarap Finesse Arcadia Gri'ye pek bayılamadım, ama beyaz şarap severler deneyebilirler. Bizi yılbaşı hafta sonu çok üşüttükleri için de ceza olarak hiç şarap almadan eve dönmeyi önerdim İsocum'a ve ilginç bir şekilde o da bunu kabul etti. Sıcacık iki gün geçirseydik "Canım, arabanın arkasına şu 38. Bölme'yi komple atıverecek misin?" demeyi de bilirdik tabi. ;P Şaraplar hakkında daha detaylı bilgi için buraya tık tık.
Tadım sonrası planda duş ve biraz dinlenip, akşam giysileri ve makyajıyla yılbaşı yemeğine inmek vardı. Ama fark ettim ki duş alabilmek için önce soyunmak gerek. Bu da bildiğin cesaret işi o buz gibi ortamda! Dolayısıyla odaya çıkıp, elbisemin altına giyerim diye getirdiğim siyah opak çorabı taytımın altına giyip, içime de bir kat daha ekleyerek aşağı indim ve içmeye devam ettik.
Yemek öncesi çikolata topları ikramları, yemeğin kendisi -her ne kadar biraz geç ve ılık servis edilse de- sonrasında neredeyse sabaha kadar sıcak şarap ikramları güzeldi. Ama ne olursa olsun yılbaşı akşamı yaklaşık 20-25 kişilik bir grup için bile yeterince hazırlıklı olduklarını söyleyemeyeceğim. Sorun değil, kadehleri alıp şömine başında duman kokmaya devam ederiz biz de. Resmen kamp deneyimi gibi bir şey yaşadık şaka maka, montlarımızı bir hafta balkonda tuttuk dönünce kokusu geçsin diye. ;)
Yılbaşına girdikten sonraki saatlerde ne yazık ki şömine başında Twitter'a bakan insanlar topluluğuna dönüştük Reina katliamıyla. Odalarımıza gitmemiz sabaha karşı dördü buldu ve keyfimiz ve umutlarımız yerin dibine battı haliyle.
Öğlene doğru güzel bir kahvaltı ve bembeyaz kar örtüsünde biraz yürüyüp, temiz havayı içimize çektikten sonra da dönüşe geçtik. Evet, tıpkı bizim gibi havuz da donmuştu. Evet, tacizlerim sonrasında kangallar kulübelerine çekilmiş, diğer güzeller güzeli de arkasından geliyor muyum diye kontrol ederek yavaşça uzaklaşmaktaydı. ;) Ve evet hâlâ duman kokuyorduk.
Evim evim güzel evim diye boşa dememişler. Pazar öğleden sonra eve girer girmez kaloriferlerimizi öpüp bağrıma bastım. Sıcak suya sarıldım, temiz havayı içime çektim. ;)
Kısacası:
Bakucha Hotel & Spa, güzel insanların işlettiği, güzel bir fikirden yola çıkarak açılmış, güzel lezzetler eşliğinde kafa dinleyebileceğiniz güzel bir tesis ama kışın giderseniz ısınamayabilirsiniz. Ama gönül rahatlığıyla da ilkbahar-yaz ajandanıza not edebilirsiniz derim. Zaten Trakya bile başlı başına bünyeye iyi gelecektir. ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder