Cuma akşamı şehrin en yeni sahnelerinden biri olan Artı Sahne'de oynanan Kızgın Damdaki Kedi oyununa gittik arkadaşlarımızla birlikte. Mam'Art tiyatronun üçüncü, benim izlediğim ise ikinci oyunları bu (ilki için bakınız Özel Kadınlar Listesi). Nereye Gitti Bütün Çiçekler'i ise kaçırdık sanırım, pek gözüme çarpmıyor bu sezon. Mam'Art, Tuğrul Tülek ile Feri Baycu Güler'in yaklaşık üç yıl önce kurdukları ve harika işlere imza atan bir özel tiyatro topluluğu. Bu yıl da Pulitzer ödüllü Tennessee Williams'tan bir klasiği Türkiye'de ilk kez sahnelemeye karar vermişler. Çevirisini de bizzat bu iki kurucu ortak yapmış. Oyun konu itibariyle nereden okuduğumu bilmediğim ama çok sevdiğim sözlerden biri olan "aile insanın en büyük travmasıdır" fikrine dayanıyor diyebilirim. Aileye ek olarak biraz da toplumun dayatmalarını ve normlarını eklersek tam olur hatta.
Biraz aksi bir adam olan 65 yaşındaki babalarının (Ünal Silver) doğum günü için bir araya gelen aile üyelerinin aklında kutlamadan çok birtakım çıkar hesapları vardır. Bu çıkar yarışında doğurdukları beş boyunsuz çocukla -altıncısı da yolda! ;)- Mae (Bennur Duyucu) ve Gooper (Ömür Kayakırılmaz) öndeymiş gibi görünseler de "Parasız genç olunur, parasız yaşlı olunmaz" diyen diğer gelin Maggie de dişli bir rakiptir. Brick (Tuğrul Tülek) hayatın yalanlarla ve ikiyüzlülükle dolu o kocaman kısmıyla mücadele edemediği için kendini alkole vermiş olsa da karısı Maggie (Sezin Akbaşoğulları) kızgın damda patileri yansa da direnebildiği kadar direnmeye ant içmiş hırslı -ve gerçekçi- bir kedidir. Baba-oğul konuşması ile Brick'in hikayesinin çözüldüğü bölüm de ayrıca etkileyicidir. Daha fazla anlatmayayım, bu kadar yeter bence. Hikayenin geri kalanını okumayın, koltuğunuzdan izleyin.
Oyunculuklar çok başarılı. Burada şu ana kadar bahsi geçmeyen bir isim de anne rolündeki Ayten Uncuoğlu. Sezin Akbaşoğulları bence Maggie rolüyle diğerlerinin bir tık önüne geçmiş olabilir. Konu nefis. Serkan Salihoğlu oyunun yönetmenliğini yapmış ve harika bir iş çıkarmış. Kısacası izleyin, seveceksiniz. E ben de bir dahaki Tennessee Williams buluşması için asıl Pulitzer ödüllü oyunu olan Arzu Tramvayı'nı 24 Şubat'ta izlemek için geri saymaya başlayayım o zaman. ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder