Ramazan Can'dan Ne Yerdeyim Ne Gökte

Anna Laudel'in Kazancı Yokuşu'ndaki yeni yerinde açılan ilk sergi sanatçı Ramazan Can'ın "Ne Yerdeyim Ne Gökte" isimli kişisel sergisi. Sanatçının son yedi yıl içinde çeşitli materyallerle ürettiği eserleri bir araya getiren bu rengarenk serginin üç ana teması var: Göçebelik, Şamanizm ve Kimlik Konuları ve Temellük (sanatı kendine mal etme). Aşağıda ilk iki fotoğrafta sanatçının otoportrelerini görüyorsunuz. Üçüncü fotoğrafta ise Ramazan Can tarihin usta sanatçılarının eserlerinin üzerini kısmi olarak boya ile kaplıyor. Bir Raphael ya da Da Vinci tablosundaki yüzler yerine sanatçının yaptığı alternatif kafaları görebilirsiniz.  




Sanatçının 2018’de Anna Laudel’de gerçekleşen “Evvel Zaman İşi” başlıklı sergisinin devamı niteliğindeki bu yeni sergisi yörüklerin yaşadığı bölgede, kendi belleğinde yer etmiş anılarının peşine düşerek sanatçının yıllar içindeki serüvenini gözler önüne seriyor. Konmak eylemini kuşlarla özdeşleştiren sanatçı, yörüklerin göç etmeye devam ettikleri müddetçe bir kuş kadar özgür olduklarına ancak uygulanan iskân politikaları neticesinde bu özgürlüklerinin ellerinden alındığına vurgu yapıyor ve günümüzde ne yere ne de göğe sığdırılamayan yörükleri bizlere aktarabilmek için kendi belleğindeki anılarını, geçmişle bugün arasında köprü vazifesi gören eserlerinde yansıtıyor. “Ne Yerdeyim, Ne Gökte” ismiyle yörükleri tanımlamak için kullanılan konmak ve göçmek eylemlerine göndermede bulunuyor. 

Göçebelik temasının ele alındığı ilk bölümde eski halılar, neon işler ve heykeller ile Anadolu kültürüne ve geleneksel el sanatlarına atıfta bulunuluyor. Zamansal açıdan birbirine zıt iki malzemeyi bir araya getirerek ortaya çıkardığı işlerinde bir tarafta eski ve geleneksel bir halı, diğer tarafta neon ışıklar tamamlayıcı bir pratik olarak bir arada yer alıyorlar. 


Var Olma Acısı


Kendi Küçük Dünyama Sıkışmışken

Ramazan Can, çocukluğunda geçirdiği rahatsızlıkların tedavisi için götürüldüğü sağaltıcı ritüellerin ve anıların peşinde Şamanizm'e kadar ulaşıyor. Mitolojik bazı ritüellerin hala devam ettiğini gösteren bu gelenekler sanatçının güncele de Şamanist bir bakış açısıyla bakabilmesine yardımcı oluyor. 



Yörükler ve onların geleneklerini besleyen asıl kaynak olan Şamanizm'e ait boğa, kurt, geyik gibi motiflerin güncel bir yorumla deneyimlenmesini vadeden sanatçı figürlerinde kullandığı büyük, kalın vücut hatları, abartılı el ve ayaklarla ise Şamanizm'in doğasında bulunan mistisizmi yansıtıyor.


Ben Kaş'tan dönüp sergileri gezmeye başlamaya oldukça geç başladığım için bitmesine çok az kala buraya yazabildim. Siz 18 Kasım'a kadar bir zaman yaratıp bu ilginç sergiyi Anna Laudel'in yeni adresinde görmeye çalışın mutlaka derim. 

İyi gezmeler. 


Hiç yorum yok: