Kezban’ın Nadire Kabinesi’ne Yolculuk

Kezban Arca Batıbeki’nin MeshRu’daki sergisi Kezban’ın Nadire Kabinesi’ni görmeyi uzun zamandır istiyordum, ancak geçen hafta mümkün olabildi. Sanatçının yıllar boyunca biriktirdiği nesneleri kadın ve ev/yuva temaları etrafında bir araya getirdiği şahane bir yerleştirme ya da kurgu diyebileceğimiz bu sergiyi Eylül sonuna kadar görme şansınız olduğunu unutmayın ve lütfen kaçırmayın. ❤️ 



Neler mi var sanatçının adeta iç dünyasının ve ailesinden gelen ve “kalıtımsal bir bağlılık” olarak ifade ettiği, nesneleri biriktirme tutkusunun da bir yansıması olan bu sergide? Dünyanın çeşitli müzelerinden alınmış kalemler, silgiler, cetveller, kitaplar, dergiler, maket evler, matruşkalar, oyuncak bebekler, objeler, büstler… 

Kezban Arca Batıbeki’nin kadın ve yılan figürlerini içeren tablolarına zaten aşinaydım. Burada da onların bir kısmını görmek mümkün. Yılan hem zehir hem şifayı bünyesinde barındırmasıyla bir dualiteyi temsil ediyor. Aslında kadın yani dişil enerji de öyle. Tanrıçalar tarih boyunca hem korkulan hem de saygı duyulan figürler olmuşlar. Hem yaratıcı hem yıkıcı gücü temsil etmişler. Yani aslında yılan da kadın da hayatın kendisi gibi karşıtlıkları, ikiliği içinde barındırıyor. “Adem Havva’yı suçladı, Havva Yılanı” mitini temsilen iki ahşap oyuncak Adem ve Havva bebek de sergi alanında bizleri bekliyor. 



Sanatçının ana meselelerinden biri de kadının tarihsel yolculuğu. Tanrıçalıktan sınırları belli ve içindeki vahşiyi, yani ruhunu öldürmüş evinin kadını olmaya giden yola dair bir anlatıyı görebiliyoruz. Toplumun dayattığı rolleri üstlenen kadın, artık evini çekip çeviren, doğuran, çocukları için sürekli mutfakta hazır olan, güzelliği bile makbul sınırlar içinde olması gereken, sıradan ve ruhsuz bir varlığa dönüşüyor zaman içinde. Bunu anlatan o afişler, kitaplar, mutlu yuvayı temsil etse de müthiş bir sıkışmışlık hissi uyandıran o maket evler o kadar çarpıcı bir etki yaratıyor ki özgürce hareket eden o kadın ve yılan figürlerinin yanında. 



Bu şahane yerleştirmeyi 30 Eylül'e kadar ziyaret etmeyi unutmayın. Pera’da Meşrutiyet Caddesi üzerindeki 129 yıllık Union Française binasının üçüncü katındaki Meshru'da sizleri masal gibi bir oda bekliyor. İyi gezmeler.

Hiç yorum yok: