Geçtiğimiz Cumartesi gününü ikincisi düzenlenen İstanbul Tasarım Bienali'nin Galata Rum Okulu ve Antrepo 7'deki ana duraklarına ayırdık. Bu sene de ücretsiz gezilebilen bu nefis etkinlikte tema Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil olarak belirlenmiş. "Şu anda gelecek nedir?" sorusuna cevap aranan Bienal'de tasarımcılar geleceği hayal ederlerken gündelik gerçekliklerle örtüşen projelerle karşımıza çıkıyorlar. Beslenme, barınma, sağlık ve güvenlik gibi temel insan ihtiyaçlarının dışında aşk, oyun, korku, sürdürülebilirlik, erişilebilirlik, toplum, vs gibi konularla da tasarım dünyasının kesiştiği pek çok çalışma sizi bekliyor.
Galata Rum Okulu'ndan içeri girer girmez panellerin, söyleşilerin ve atölye çalışmalarının düzenlendiği Bienal ortak alanını görüyorsunuz (solda). Kara tahtada tebeşirle günün ve haftanın programı yazılı. Girince sağda ise UnFacebook adlı çalışma sizi bekliyor. Paula Alvarez'in bu çalışmasında Facebook'taki yüzler mekan yorumları ve imajlarıyla değiştirilmiş. Anlık mesajlaşma sistemini bozarak zaman ve mekanın ötesinden gönderilen mesajlarla daha yavaş olan posta sistemine dönülmüş burada.
Kişisel bölüm, kimliklerimizi nasıl oluşturduğumuz, aidiyet duygumuz ve günlük hayatta kalma mücadelemize dahil olan her şeyi sorgulayan bir bölüm. Buradaki favorilerim tasarım gaz maskeleri ile sağ üstte göreceğiniz Kuramsal Dünyalar Çantası oldu.
Galata Rum Okulu'ndan içeri girer girmez panellerin, söyleşilerin ve atölye çalışmalarının düzenlendiği Bienal ortak alanını görüyorsunuz (solda). Kara tahtada tebeşirle günün ve haftanın programı yazılı. Girince sağda ise UnFacebook adlı çalışma sizi bekliyor. Paula Alvarez'in bu çalışmasında Facebook'taki yüzler mekan yorumları ve imajlarıyla değiştirilmiş. Anlık mesajlaşma sistemini bozarak zaman ve mekanın ötesinden gönderilen mesajlarla daha yavaş olan posta sistemine dönülmüş burada.
Kişisel bölüm, kimliklerimizi nasıl oluşturduğumuz, aidiyet duygumuz ve günlük hayatta kalma mücadelemize dahil olan her şeyi sorgulayan bir bölüm. Buradaki favorilerim tasarım gaz maskeleri ile sağ üstte göreceğiniz Kuramsal Dünyalar Çantası oldu.
En sağda Ay'ın yüzeyinde topuklu ayakkabı izlerini bırakmayı hayal eden Selena'nın hikayesini eğlenceli bir klip ile anlatan Ay Yürüyüşü Makinesi isimli video çalışması çok güzeldi. En solda ise düğmeye basıp burnunuzu içeriden üfüren havaya yaklaştırarak kokuyu tahmin edip, oradaki kağıt parçalarına Nasalo Sözlük'ten karşılığını yazıp kutuya atmanız gerekiyor. Hımm, 2 numara bir Hint restoranının mutfağı gibi, ama 1 numarayı çıkaramadım, yanmış plastik ile küf karışımı olabilir mi ki? Kokular çeşit çeşit, listeden bulurken biraz zorlanabilirsiniz.
Aşağıda solda ofis hayatının hareketsizliğinden yakınanlar için nefis bir ürün var: Spor Bilgisayarı. Artık yazmak istediklerinizi klavye niyetine kum torbalarına aktarılmış tuşları yumruklayarak hem işinizi hem sporunuzu yapabilirsiniz. Yorulunca da pembe Şekerleme Aralığı'nda biraz şekerleme yapmaya ne dersiniz? Ortadaki çalışmanın adı da Lepsis: Çekirge Yetiştirme Sanatı. Mutfak tezgahlarınızda bu rondo benzeri alet için yer açsanız iyi olur ey insanlık, çünkü 2050 yılında 9 milyara çıkacak olan dünya nüfusu sayesinde yiyecekler ile olan ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekecek. Belki alıştığımız pek çok yiyeceği o dönemde bulamayacağız. Ciddi bir gıda sıkıntısı baş gösterecek. Dolayısıyla ucuz, kolay yetiştirilebilir, sürdürülebilir, kaliteli gıdaya ihtiyacımız olacak. Ciddi bir protein kaynağı olan çekirgeler de bunun için ideal görünüyor! Hızlı büyüyen, çokça yumurtlayan bu protein kaynaklarını evlerimizde yetiştirmemiz gerekebilir. Şimdiden nasıl yapacağımızı öğrensek iyi olur, ne dersiniz?
Galata Rum Okulu'nda bunların dışında pek çok video çalışması, akıllı tasarım örnekleri, Repair Society bölümünde A4'lere yazılıp duvarlara asılmış onarım fikirleri ve daha bir sürü çalışma var. Terasında da nefis bir manzara sizleri bekliyor tabi. Bu fotoğrafların tamamına yazının sonunda verdiğim albüm linkinden ulaşabilirsiniz.
Artık Antrepo 7'ye geçiyoruz. Burada da çeşitli üniversitelerden çok yaratıcı çalışmalar göreceksiniz. Aşağıdaki kolajın sağ altında bulunan Alışveriş Kapanı adlı çalışma Serkan Dolan'ın mesela. Kırmızı İndirim yazısını görüp içeri giren bir daha çıkamıyormuş diyorlar. ;) Elifnaz Başarır'ın İstanbul'da Taciz Son Moda adlı ellenmekten bir hal olmuş kırmızı elbisesi de çok etkileyiciydi bence. Üniversite öğrencilerinin seçtikleri manifesto konularıyla ilgili hazırladıkları sosyal sorumluluk afişleri görülmeye değerdi.
En sevdiğim bölümlerden biri de Sorumluluklarımızı Giyelim oldu. İpek Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü ve Görsel İletişim Bölümü ortak bir çalışmayla çevreci duyarlılığı arttırmak, yok olan kaynaklar konusunda farkındalık yaratmak üzere bu giysileri tasarlamışlar. Şimdiden söyleyeyim: satışı olursa almak istediklerim hazır!
Daha o kadar çok çalışma var ki hayranlıkla izlediğim hepsine yer vermem mümkün değil. Işık Üniversitesi öğrencilerinin hazırladıkları işlere bayıldım. "İyi günde, kötü günde, aylık sadece 20$a sanal arkadaş", "sen sadece hisset, i-feel senin için hislerini ifade etsin", "1 evde 4-4lük 4 ayrı hayat" ya da "Maskpad" çalışmaları çok zekice ve güzeldi. Nükleer tehlikeye dikkat çeken afişler, manifestonu yapıştırabileceğin duvar, tasarım gaz maskeleri, tekstilde desen çalışmaları ve daha onlarca çalışma burada da sizleri bekliyor.
14 Aralık'a kadar devam edecek olan İstanbul Tasarım Bienali'ne bir ara mutlaka uğrayın derim. İlginizi çekecek birçok şey göreceksiniz. Çok daha fazla fotoğraf için buraya: Post by İmgeleme.
İyi gezmeler.
14 Aralık'a kadar devam edecek olan İstanbul Tasarım Bienali'ne bir ara mutlaka uğrayın derim. İlginizi çekecek birçok şey göreceksiniz. Çok daha fazla fotoğraf için buraya: Post by İmgeleme.
İyi gezmeler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder