Venedik'te Aşk Varanasi'de Ölüm

Sanal kitap fuarı zamanlarında çok güzel kitap listeleri de döner ya hani ortalıkta. Tüm zamanların en iyileri, çağdaş edebiyatın mutlaka okunmalıları, vs gibi aklıma ve gözüme yatan bir listeden bulup alıp bu kitabı. Geoff Dyer'ın Venedik'te Aşk Varanasi'de Ölüm adlı romanından bahsediyorum. Ve çok severek okudum. 

Hikaye iki ayrı bölümden oluşuyor. Tahmin edebileceğiniz üzere bir bölümü Venedik'te, diğer bölümü ise Varanasi'de geçiyor. İki şehre de aşık olarak gezmiştim -ki birine yakın dönemde yine gitme planları yapıyorum. Sanıyorum hem bunun ve baş kahramanı Jeff'in bir sanat muhabiri olmasının etkilerinden dolayı da kitabı ayrıca çok sevdim. Özellikle Varanasi'yi o kadar güzel anlatmış ki, hiç görmemiş olan biri bile zihninde kolaylıkla canlandırabilir o büyüleyici şehri. Ama illa ki "Yok artık, bu kadar da olmaz!" diyecektir, kaçışı yok. ;) (İlginizi çekerse Varanasi notlarım bu yazılarda => bir, iki, üç Venedik ile ilgili toplam üç yazım içinse buraya tıklayabilirsiniz.)

Jeff ilk bölümde Venedik Bienali'ne katılıyor. Sanat çevrelerinin gündüz sergiler, akşam açılışlar, çılgın partiler ve davetlerle geçen bienal günleri içinde bir de Amerikalı Laura ile tanışıyor ve ondan enikonu etkileniyor. İkinci bölümde Jeff olduğunu tahmin ettiğimiz bir anlatıcı var. Venedik'tekinden bambaşka biri. Dünyanın bambaşka bir köşesindeki yine bir su kentinde kendini sorgulayan ve iç dünyasına yolculuk yapan bir adam olarak karşımıza çıkan biri bu adam. Modern insanın çelişkilerini ve tatminsizliklerini çok keyifli okunan bir dille işlemiş Geoff Dyer. İyi ki o listelerden birinden bulup çıkarmışım bu güzel kitabı. 

Alıntılar

...Kendisine hâlâ nostaljik bir cazibe atfedilmekteydi, oysa bu yaşlı afetlerin yıllar önce kaybettikleri güzelliklerinin ekmeğini yemeye çalışmalarından daha acıklı bir şey olamazdı...

...Venedik yüzyıllardır her gün uyanıyor ve gerçek bir yer kılığına giriyordu; oysa herkes biliyordu buranın yalnızca turistler için olduğunu. Venedik'in farkı ve yeniliği; gondolcuların, meyve satıcılarının ve fırıncıların da hepsinin turist olması, sonsuza kadar uzatılmış bir kent turunun keyfini çıkarmalarıydı. Gondolcular meyve satıcılarının, meyve satıcıları gondolcular ve fırıncıların keyfini çıkarıyor ve hepsi beraber gerçek kent sakinlerinin, yani fotoğraf makineli Japon güruhlarının, Amerikalı balayı çiftlerinin, Avro cimrisi sırt çantalı gezginlerin ve akşamdan kalma Bienalcilerin tadını çıkarıyordu...


Yukarıda sizlerle paylaştığım bölümde ise ghat'lara giderken bizim de bindiğimiz motorlu ve bisikletli çekçeklerle Varanasi trafiği deneyimi anlatılmış. Tekrar yaşamış gibi oldum o anları desem yalan olmaz. Ve gerçekten yazarın bahsettiği türden bir bilgisayar oyunu da süper fikir! Muhtemelen birinci level'da kalırız ama olsun. ;) 

Ben sevdim bu kitabı. Sizin de seveceğinizi umuyorum. 
O zaman iyi okumalar şimdiden. 

2 yorum:

Klio'nun Şarkısı dedi ki...

Yakında bizim de ufak bir Venedik planımız var. Kitabı hemen sipariş listeme attım. Teşekkürler.

Imge dedi ki...

sezer eser parker,

Umarım beğenirsin kitabı. Bu arada Venedik sokaklarında karşılaşırız belki Nisan sonundaysa planınız. ;)