Ve Sonra Yol Bitti

Ve sonra söylenecek söz de bitmiş olabilir. Ve belki akıtılacak kan ve gözyaşı da bitmiştir. Belki katliamlar, sürgünler, düşmanlıklar bitmiştir. Belki de hepsi son sürat devam ettiği için dayanma umudumuz bitmiştir. Yerinden yurdundan edilmiş, köyleri ateşe verilmiş, aileleri katledilmiş, sürgüne zorlanmış Ermenilerin, Dersim Alevilerinin, Rumların, Türklerin ve Kürtlerin hikayeleri var bu romanda. Anadolu ortak paydasında buluşamayıp, didişen - ya da didiştirilen - mazlum halkların ortak çekilen acıları. Hüseyin Cengiz'in boğazınızda bir düğüm olacak bu romanını okumanızı mutlaka öneriyorum. Ve Sonra Yol Bitti, bu ülke topraklarında yüz yıldır yaşanan acıların ve maalesef günümüze, o acıları yaşayanların torunlarına uzanan bu kara talihin romanı. O kadar güzel anlatılmış ve o kadar etkilenerek okudum ki... 


Alıntılar

* "Çocukluğunu ve anılarını geride bırakıp geldiği o topraklar mıydı anavatanı, yoksa dilleri ve dinleri ortak olan yeni köylerine mi anavatan demeliydi? Aidiyet ve mecburiyetler bazen bütün duyguların birbirine karışmasına neden oluyordu."

* "Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir."

* "Hararet nardadır, sacda değildir
    Keramet sendedir, tacda değildir  
    Her ne arar isen, kendinde ara
    Kudüs'te, Mekke'de, Hac'da değildir." 

Son alıntı Hacı Bektaşi Veli'den. Bu topraklar böyle bilgelikler, böyle filozoflar, böyle barışçıl ve insancıl öğretiler barındırırken nasıl olur da kardeş kanı akıtmak kaderi olur, anlamak ve üzülmemek mümkün değil. 

Son olarak, kitabın pek çok yerinde çok etkilendim ama Hıdır'a (yani Hrant'a) ve kardeşine evini açıp, koruyup kollayıp, babalık yapan Ali Efendi'nin çocuğu o müthiş kütüphanesiyle tanıştırdığı sayfada tüylerimin diken diken ve gözlerimin dolu dolu olduğunu söylemem gerek. 

Gitmeden fotoğrafta kitabın altında duran Cumhuriyet Kitap Eki'ni de bir kitap sever olarak yeri gelmişken hatırlatmak istedim. Her Perşembe alıyorsunuz değil mi? Sayesinde İdefix listem hiç boş kalmıyor da benim. ;) Ayrıca nefis tanıtımlar, araştırmalar ve söyleşiler de oluyor. Unutmayın derim. 

Ben yavaş yavaş kaçayım ve dopdolu bir hafta sonuna hazırlanayım o halde. Akşam dostlarla meyhane buluşması, direksiyon dersleri, yarın akşam Münaşaka, bir de hafta sonu torun sevmeye gelen anne-babayı görme turları derken hafta sonu rüzgar gibi geçecek gibi geliyor bana. Pazartesi görüşürüz! 

Hiç yorum yok: