Kısa kısa keyif notlarıyla haftayı kapatayım dedim. Önce geçen hafta sonu aileyle Pazar bruch'ı için seçtiğimiz Perispri ile başlayayım. Biraz geç ama nefis bir keşif oldu benim için. Balat'ta böyle bir mekan olduğunu hiç bilmiyordum, önünden geçsem bile sadece sanat galerisi sandığım için keşfetmeyebilirdim. Troya Otel'in hemen yanında, girişinde Cahide Erel yazan bir lezzethane burası kendi deyimleriyle. Sanatçı Cahide Erel'in seramik ve heykel atölyesi var girişinde. Kocaman, yüksek tavanlı bir loft daire düşünün. Alt kat atölye-galeri, üst kat ise kafe-restoran. Mobilyalardan avizelere, masalardaki runner'lardan peçeteliklere, konsollara, üzerlerindeki şamdanlara, kahvaltılıkların servis edildiği kaselere, likör kadehlerine, tepsilere, masalardaki minik heykelciklere kadar her detayı son derece zevkli ve özel bir yer burası. Cahide Hanım da keyifli hikayeleriyle masanızı şenlendirirse değmeyin gitsin keyfinize.
İster bruch'a, ister akşam yemeğine gidin ama mutlaka deneyin bu güzel mekanı. Rezervasyon için: 0-212-521 54 43 Perispri ne demek derseniz onu da kendi sayfalarından aldığım şekliyle aktarayım:
"Perispri, ruhun bedenle bağ kurmasını sağlayan yarı maddi, akışkan bir maddedir. Kimine göre varlığın özü, kimine göre ‘varolan’ın kendisidir. Perispri hiçbir zaman yok olmaz, bedenler değişse de ezeli ruhu yeni bedenlerle ebediyete taşır. ‘Perispri’ hep vardır; bazen sezgi, bazen déja vu, bazen de anımsama sanılır."
Çok hoş değil mi?
***
Film önerime gelince hiçbir fikrim olmadan, böyle bir film bile olduğunu bilmeden aldığım ve izlediğimiz Türk filmi Silsile'yi sevdik ve değişik bulduk. Oyuncuların hepsini de pek seviyor olmamızın da rolü büyük bunda sanıyorum. Nehir Erdoğan, Tardu Flordun, İlker Kaleli ve Esra Bezen Bilgin gibi genç ama çok başarılı isimlerin yer aldığı filmi Ozan Açıktan yönetmiş. Faruk (Tardu Flordun) işini bilen, ünlü bir iş adamı. İzinlerini, ruhsatlarını kendi yöntemleriyle hallettiği mekanlar işleten, çevresi olan, parasıyla avukatları, polisleri çıkarlarını koruyacak şekilde kullanabilen bir adam. Ece (Nehir Erdoğan) onun sevgilisi. Cenk (İlker Kaleli) ise yurtdışından bir süreliğine gelmiş en yakın arkadaşı. Cenk ile Ece arasında zamanında bir ilişki yaşanmış ve çok da bitmemiş belli ki Cenk'in evinde bir yakınlaşma doğuyor yeniden aralarında. Ama evde bir adam bir de telefonuyla çekim yapan genç bir çocuk daha olduğunu fark ediyorlar o heyecanlı anlar sırasında. Basit bir haneye tecavüz mü, yoksa bu tipler bir planın parçası olarak mı evdeler o hengamede anlayamasak da işte asıl Silsile böyle başlıyor. Olaylar zincirinin sonunda ise bir gecede her şeyin nasıl değişebileceğine tanık oluyorsunuz. Severek izleyeceğiniz bir film.
Son olarak West Side Story'ye gittiğimizi ve bayıldığımı yazacağım ama "bana ne faydası var bunun?" diye soracağınızı biliyorum. Kusura bakmayın, olur mu, maalesef biraz geç kalmışım yazmak için.;) Ama Zorlu PSM'ye teşekkür etmeden ve bloga bu güzel müzikali de not düşmeden geçmek istemedim. Hem illa İstanbul'da gitmeniz şart değil ki. Belki New York'ta, Londra'da ya da bambaşka bir yerde yakalarsınız Jetler (Amerika'da doğmuş Polonya kökenli gençler) ve Köpekbalıkları (Porto Rikolu göçmenler) arasındaki bitmek bilmez çekişmenin hikayesini. İki düşman çete arasında aşk yaşanır mı peki? Etliye sütlüye bulaşmayıp, elalem ne der demeyip, pılıyı pırtıyı zamanında toplayıp uzaklara vınlarsan olur, olmayacak iş değil. Ben bunu anladım bu hikayeden. Başroldeki aşık çift anlayamadı, yazık oldu, o ayrı. ;) (Hikaye bir klasik olunca bu da spoiler sayılmaz. :P )
1-18 Mart arası Zorlu'da sahne alan bu Broadway klasiğini biz de 15 Mart gecesi izleyebildik. Jerome Robbins'in orijinal koreografisini Joey McKneely sahnelemiş. Müzikler, o sesler, kostümler, dekor şahane. Bilet satın alırken ikinci kategorinin kenarda köşede kalan koltuklarındansa balkondan üçüncü kategorinin önlerinde bir yer seçmemi öneren satış görevlisi de en bir şahane! Hayatımda ilk kez ve tereddütle balkon denemesi yaptım, ama bundan sonra müzikaller için tercih bile edebileceğimi fark ettim. Sahnenin tamamına hakim bir konum. Kısacası bu sezonun "iyi ki"lerinden.
Yarın ben yine minik bir kaçamak için ortadan kayboluyorum. Beni Instagram'da bulabileceğinizi biliyorsunuz. Haftaya Cuma ise İstanbul trafiğinde direksiyon sallamaya başlayacağım. Savulun yoldan! Hava atmıyorum yani, kendi iyiliğiniz için. ;)
İyi hafta sonları!
2 yorum:
Perispri ne güzel mekanmış üstelik anlamı da çok hoşmuş.
Notumu aldım, bilmem ne zaman gidebilirsem artık!.
Sevgilerle, iyi gezmeler..
Çok teşekkürler Esincim.
Sevgiler.
Yorum Gönder