91. Yıl Durum Raporu


91. yılda henüz demokrasi ilkesinin çağdaş ve akılcı uygulaması gibi bir aşamaya gelemedik. Eğitim, ekonomi, hukuk, sanayi, dış ilişkiler, her bir şeyi tükettik; hatta "sıfırlamak" üzereyiz hamdolsun! Hâlâ madenlerde ölenlerimizin sayısı yüzlerle, binlerle ifade edilirken nükleer santral kurma planları yapıyoruz. TVlerimizde  "yeşili koruma" temalı kamu spotları dönerken şehirlerimizde birkaç ağaçlık minik yeşil alanları korumak isteyenler kendilerini biber gazına karşı korumak durumunda kalıyorlar. Bu arada her sezon sonu yazlık yerlerde bir sürü orman yangını çıkıyor ki önümüzdeki sezona yeni tatil köyleri yetişsin! Dilimizi doğru kullanan sayıyla gösterilebilecek kadar az kişiye eskiden TRT spikerlerine bakılan hayranlıkla bakılıyor. Yeni TRT'yi hiç sormayın; yeni Türkiye ne ki televizyonu farklı olsun. Ha bu arada yeni Türkiye'de Çankaya Köşkü de yok; AOÇ'un ağaçları katledilerek dikilen bir görgüsüzlük abidesi var artık cumhurun başkanının resmi konutu olarak. Haber ve araştırma yapan gazeteciler ya işsiz ya hapiste; yıkama-yağlama sektörüne kayarak akıllarınca bir dönemsel fırsat değerlendirmesi yapanlar ise küp doldurma peşinde. Ama o küpler dolmuyor, kimse doymuyor bir türlü. Dolaplarımızı, banka hesaplarımızı, midelerimizi doldurmaktan bıkmadık; boşluğuyla tın tın öten tek yer beynimiz kaldı! Hal böyle olunca bari bir faydası olsun bunun, "cehalet mutluluktur" diye mutlu mesut gezelim diyoruz, o da olmuyor. Toplumda herkes birbirine hayatı zehir etmek için adeta yarışıyor. Kim daha saygısız ve sevgisiz olursa büyük ikramiye onun olacakmış gibi bir çaba var herkeste. Cinnet ve depresyon vakalarını, kadın cinayetlerini falan saymıyorum; sadece bu "ben yaptım oldu, var mı?" tadındaki mafyavari tavrın verdiği sıkıntı  ülkede yaşamayı çile haline getiriyor. O yüzden herkes kaçma derdinde, hayallerinde. İçerik, yaratma, üretme gibi kavramları hayatımızdan çıkardık kopyalayıp yapıştırıyor, allayıp pulluyor, günü kurtarıyoruz işte!

Kısacası evlatların senin kadar dayanıklı, akıllı, sabırlı, cesur ve çalışkan çıkmadı maalesef Atam. Cumhuriyet'i bize emanet ettiğini görseydin çok üzülürdün eminim. Ya da bizi görseydin Cumhuriyet'i bize emanet etmezdin. Yani özür diliyoruz senden. Neyi kutluyoruz bilmiyorum, herhalde 91. yılında en azından ismen koruyabildiğimiz için Cumhuriyet'i havai fişekler falan atıyoruzdur. Yoksa bize bıraktığın emanetten geriye çok fazla bir şey kalmadı, çok üzgünüz. 

2 yorum:

Ayfer dedi ki...

Cumhuriyet Bayraminiz kutlu olsun... Sanki dusuncelerimi, hissettiklerimi benim agzimdan kaleme almissiniz , tebrik ederim..
Izin verirseniz kaynak gostererek facebook hesabimda yayinlayacagim. Sevgiler..

Imge dedi ki...

Ayfer Hanım merhaba,

Elbette link olarak yazımı paylaşabilirsiniz. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Sevgilerimle..