Kim Korkar Hain Kurttan

Geçtiğimiz hafta kültür-sanat etkinlikleri açısından dopdolu geçti. Bayılırım böyle haftalara! ;) Öncelikle Contemporary İstanbul '14 sayesinde sanata doydum diyebilirim. Dokuzuncusu gerçekleşen, 1000 metrekareye yayılmış bu harika sanat fuarında Türkiye'den ve dünyadan 100'ün üzerinde galeri ve 2000'den fazla eser gördük. Bu, cennete düşmek değil de nedir, söyler misiniz? Ama bu iş böyle üç günlük olmamalı kesinlikle. Bir hafta açık olmalı ve alınan biletle birkaç kez gezme hakkı verilmeli ziyaretçilere. Böylelikle hem kalabalıkta gezilmez hem de dört saat ayakta kalarak ve hâlâ akıl hızlıca geçilen ya da görülemeyen bölümlerde kalarak çıkılmaz fuar alanından. Düzenleyenler duyun sesimizi! Yorgunluktan bayılmış olsak da Cumartesi günü yine de şikayetçi değilim elbette, harika işler gördük çünkü. Bazılarına buradan da bakabilirsiniz.

Gelelim tiyatro önerime. Geçen sene izleyemediğimiz Kim Korkar Hain Kurttan oyununu nihayet bu Pazar Oyun Atölyesi'nde ve üçüncü sıranın ortasından izledik. Oyunun kendisinden çok Zerrin Tekindor'a hayran oldum diyebilirim. Zaten hayranıyım, ama bir kez daha bu muhteşem kadını ağzım açık izlemenin keyfini yaşadım. Ve onun biz ölümlülerden biri olmadığına karar verdim. Hem güzel hem komik hem seksi bir kadın olmak, hem nefis tablolar yapan bir ressam olmak, hem bu kadar başarılı bir oyuncu olmak, hem de pırıl pırıl genç bir yönetmen olan ve bu oyunu da yöneten Hira Tekindor'un annesi olduğuna göre çok belli ki iyi bir anne olmak olağanüstü bir varlık olduğunun açık ve net birkaç göstergesi bence. On parmağında on marifet kadınlardan biri olarak kendisini saygıyla, sevgiyle ve müthiş bir hayranlıkla izliyorum. Martha rolüyle de o kadar harikaydı ki gözlerimi ondan alamadım diyebilirim. Ve hiçbir şey için değilse de sadece Zerrin Tekindor'un oyunculuğu için bile bu oyunu izlemelisiniz. İkinci favorim de, özellikle son perdede, George rolündeki Tardu Flordun oldu. Elbette bir zamanlar babasının şimdi ise annesinin başrolünde oynadığı bu oyun ile ilk yönetmenlik deneyimini yaşayan Hira Tekindor'a da kocaman bir alkış gerekiyor.

Yıllar boyu içlerinde kırgınlık ve öfkeyle birbirlerine karşı biriktirdiklerini açığa çıkarmak için bol alkollü bir geceyi seçen ve genç bir çifti de bu hesaplaşmaya bir nevi alet eden Martha ve George'un hikayesini izleyeceksiniz oyunda. Yer yer mantık yürütemediğimiz sahneler ve çeviri nedeniyle kulağımıza çok doğal gelmeyen birkaç diyalog olduysa da genel olarak çok keyifle izledik 3 perdelik bu oyunu. Genç oyunculardan Şükrü Özyıldız'ı ilk kez izledim ama son olmayacağına eminim. Çok iyiydi. Nilperi Şahinkaya'yı zaten Closer'ın tiyatro yorumu Yaklaştıkça'daki cesur  performansından da hatırlıyorum. Yine çok iyiydi. Ama asıl olay elbette Martha ve George arasında geçiyor. Birbirlerini nasıl hırpaladıklarını ve böyle bir gecenin ardından sabaha ruhen sağlam çıkıp çıkamayacaklarını görmek için bu oyunu izlemelisiniz.

Oyun Atölyesi gişe tel: 0-216-345 39 39
Online bilet için buraya tık tık.

Contemporary İstanbul'da Zerrin Tekindor'un hangi işlerini kaçırdım diyenler ise aşağıdaki kolaja bakabilirler. ;)


Hadi bakalım biletlerinizi alın unutmadan, heyecanla bekleyin oyun tarihini.
Şimdiden iyi seyirler.

4 yorum:

Keşke Gerçek Olsa dedi ki...

Çok merak ettiğim bir oyun ve uygun tarih bulmaya çalışıyorum ne zamandır. Olumlu bir eleştiri okuduğuma çok sevindim.

Ayfer dedi ki...

Oww bayilirim Zerrin Tekindor'a, tesekkurler oyunla ilgili harika bilgiler icin :) bu yorumdan hemen sonra biletimi aliyorum ;-)

Mahmutun güncesi dedi ki...

Contemporary istanbul'a 2 gününü ayıranlardanım/cumartesi-pazar.İkisinde de ayrı giriş ücreti ödedim.Size katılıyorum 1 haftaya yayılmalı ve bilet çoklu girişe sahip olmalı.

Imge dedi ki...

Keşke Gerçek Olsa ve Ayfer,

Oyun Atölyesi'nin mail grubuna üye olmanızı öneririm. Böylelikle oyun tarihleri belli olduğunda ve bilet satışı başladığında hemen haberdar olabilirsiniz.

Sevgiler.

Mahmutun güncesi,

İletişim adreslerine de yazdım bu önerimi ama ciddiye alan çıkacak mı bilmem. İki gün ayırmakla çok iyi yapmışsın ama. Anca yetmiştir zaman.