Leziz Molalar ve Ağaç Portreleri Sergisi

Aralık ayının başında, Kaş dönüşü Kasım ayındaki bir aylık içki orucumun ardından nefis bir dost buluşmasıyla Karaköy Ma'Nâ'da yaptık. Ma'Nâ açıldığından beri çok merak ettiğim ama bir türlü fırsat bulup gidemediğimiz bir yerdi. Denedikten sonra gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim rakı ve meze muhabbetini seven herkese. Yediğimiz her şeyin çok lezzetli olduğunu söyleyebilirim. Ara sıcak olarak aldığımız yaprak ciğer, etli humus, kağıtta kokoreç ve güveçte peynirli sucuk da olaydı. İç dekorasyonu ve müzikleriyle de çok güzel bir mekan burası. İnanılmaz çok rakı çeşidi var. Şarap seçeneği ise çok az. Kısaca "burada da rakı içmeyeni döverler artık" mesajı vermeye çalışıyorlar gibi geldi bana. ;) Beylerbeyi Göbek rakısını denedim ve bayıldım. Siz de kadeh/küçük rakı alarak farklı çeşitler deneyebilirsiniz. Kısacası harika bir gece geçirdik, çok da memnun kaldık. Rezervasyon tel: 0-212-293 09 93.


İkinci restoran önerim ise ne yazık ki yılbaşına kadar orada olacaklarını öğrendiğim Cercis Murat Konağı olacak. Mardin'in bu meşhur ismi şu an Eataly'nin bir bölümünde hizmet veriyor. Yılbaşından sonra ise nerede devam edecekleri henüz belli değil, ama Anadolu Yakası'nda olmaları muhtemelmiş. Çok lezzetli yöresel yemekleri, güzel sunumları, ilgili servisleriyle on numara bir yer. Biz meze çeşitlerinden oluşan bir tabakla birlikte etli keşkek denedik, ama kuru patlıcan dolmasından yuvalamaya, haşlanmış içli köfteden erikli yahniye kadar ağzımızı sulandıran bir sürü yemek vardı. Ve eminim ki hepsi de en az bizim seçimlerimiz kadar lezzetlidir. Gitmişken mutlaka bakır kupalarda ikram edilen Süryani şarabını da deneyin derim. Önce hafif ekşimsi tadına alışamadım gibi oldu, ama giderek sevdim keratayı. Kapanışı da hakkıyla, kakuleli kahveyle yapın. E, afiyet olsun! ;)


Ne zengin bir kültüre, ne büyük potansiyele, desteklenmesi gereken ne kadar çok güzelliğe sahibiz aslında. Ve ne kadar yazık ediyoruz enerjimizi birbirimize köstek olmaya, tembelliğe, birbirimizi aşağı çekmeye çalışarak, düşmanlıklar besleyerek, farklılıkları bastırmaya çalışarak. Ne kadar sıradan, sığ, tatsız, mutsuz oluyoruz git gide... Çok üzücü, çok yazık.

Ama biz yine de elimizden geldiğince güzelliklere odaklanmaya, sanatla kendimizi iyileştirmeye devam edelim. Mesela aşağıdaki serginin içinizi açacağına eminim.

Ağaç Portreleri Sergisi

Nasıl mı? Valla ben şaşırmadım, çünkü zaten kendisinin o harika fotoğraflarını Instagram'dan takip ediyordum. Hatta eşinin ve kendisinin hayvanseverliği sayesinde Kaş'ta her ikisiyle tanışmıştım bile. "Müziğini de dinledim" demeliydim çünkü o aslında çok iyi bir müzisyen (ama henüz buna fırsatım olmadı, bu yaz Kaş'ta bu durumu telafi etmeliyiz sanki ;)). Çağlayan Yıldız'ın doğada geçirdiği zaman sırasında çektiği birbirinden güzel fotoğrafların Barbaros Bulvarı üzerindeki Kaset Mitanni'de sergileneceğini öğrenince de uğrayıp bir de bu güzellikleri duvarlarda göreyim dedim. Siz onlara bakmasanız da ağaçların gözü üstünüzde, diyor Çağlayan Yıldız. 


Bu sergi 27 Aralık'a kadar devam edecek. Bence görmek için mutlaka uğrayın. Aynı şey değil tabi, ama Çağlayan Yıldız'ın güzel fotoğraflarını Instagram'da buradan da takip edebilirsiniz. Kaset Mitanni bir caz mekanı bu arada. Ama duvarlarının bir kısmını sanata ayırmayı tercih eden bir mekan. Nefis fikir, değil mi? Yani demem o ki akşamüstü giderseniz, devamında da müziğe doyabilirsiniz. 

İyi haftalar!

Hiç yorum yok: