Siem Reap'te tapınak gezmeleri dışında yapılacak birkaç şey daha bulunuyor. Bunların en başında da Tonle Sap Gölü'nde tekneyle gezinti yapmak geliyor. Burası Asya'nın en büyük göllerinden biri. Mekong Nehri bağlantısıyla Vietnam'a bile uzanıyor bir yandan. Üzerinde kocaman bir yüzen köy var. Üstelik Ha Long Bay'dekinden farklı olarak kültür turizmi için gezdirilen bir yerden çok okuluyla, marketiyle, hastanesiyle ve restoranıyla falan gayet de yaşamın sürdüğü bir yüzen köy burası.
Gölün çok harika bir görüntüsü ve kokusu olduğunu söyleyemeyeceğim. Rengi bildiğiniz kahverengi, koku da yer yer fena olabiliyor. Vietnam'da olsa farklı olurdu galiba. Kamboçya çevre bilinci ve temizlik anlamında Vietnam'ın oldukça gerisinde. Yıllar boyu yaşanan savaşlar, Kızıl Khmerler yönetiminde yaşanan aydın kesimin kıyımı, soykırımlar sonucunda ülke hem ekonomi hem de nitelikli nüfus anlamında bir daha belini doğrultamamış ne yazık ki. Rehberimizin deyimiyle "bir zamanlar Vietnam'ın, Tayland'ın bile topraklarına sahip bir imparatorlukken şimdi cahil ve tembellerin yaşadığı fakir bir ülke" olmuşlar.
Yüzen köyün içinde alışveriş ve kahve molası için durabileceğiniz bir mola yeri de bulunuyor. İçinde küçük çaplı bir timsah çiftliği de bulunan bu yerde kurutulmuş timsah eti de satın alabiliyorsunuz.
Apsara Dans Gösterisi
Siem Reap'te Borei Angkor Resort & Spa'da kaldık. Çok güzel bir beş yıldızlı otel, tavsiye ediyorum. Otellerin pek çoğunda akşamları geleneksel Apsara dans gösterileri oluyor. Bizim otelde olanların günleri bize uymadığı için yine otelimizin concierge'inin önerisi ve yönlendirmesiyle Crystal Angkor Restaurant'taki Apsara dansını izlemeye gittik bir akşam.
Yarı tanrıça yarı kadın olan Apsaraların Angkor döneminden kalma olduğuna inanılıyor. Tanrılar ve şeytanların süt denizini çalkalayarak ölümsüzlük iksirine ulaşmaya çalıştıkları o efsane zamanında doğmuşlar. Khmer anıtlarının hemen hepsinin duvarlarında Apsara figürlerine rastlamak mümkün. Angkor Wat'ta da görmüştük hatırlarsanız. O yüzden ağırlıklı olarak güzel kadınların yer aldığı bir dans gösterisi bu. Kadınların el hareketlerinin hepsinin de bir anlamı var. Kamboçya'da kişi başı 18-40 USD arası fiyatlara akşam yemeğiyle birlikte bu bir saatlik gösteriyi izleyebilirsiniz.
Daha Daha...
Bunlar ve tapınaklar dışında Siem Reap'te ne yapabiliriz derseniz, bence çıkıp Barlar Sokağı'nı ve gece pazarını dolaşabilirsiniz. Hem alışveriş hem yeme içme anlamında inanılmaz canlı bir sokak burası. Gezinin son akşamında çok yorgun ama her şey tıkır tıkır yolunda gittiği için çok mutlu olanlar el kaldırsın! ;) Bir de çok susamış olanlar el kaldırsın, neden iki kişi olarak üç bira söylemiş olduğumuzu gerçekten hatırlamıyorum desem. ;)
Bu arada sokak yemeklerinin tadına bakmak isterseniz sizi aşağıdaki tezgaha alalım. Bu turda sadece fotoğraflarını çekebildim ama bir dahaki Uzakdoğu turunda ufaktan denemelere de başlayacağım valla. Benden önce Angelina Jolie denedi, çok bozuldum zaten. ;)
Ben de illa ki değişik bir şey denemem gerektiğini düşünerek "bana oradan bir porsiyon timsah barbekü çek" dedim o akşam. Sert ve yağsız tavuk eti gibi bir şeydi, pek bayıldığımı söyleyemem. Oysa ballı akrep ya da tarantula çöp şiş nefis olurdu eminim. ;) Olsun, değişiklik güzeldir, onların da zamanı gelecektir elbet.
Bir masalın daha sonuna geldiysek eğer, önümüzdeki masal gezilerin hayallerini kurma ve planlar yapma zamanı da gelmiş demektir. Uzakdoğu'nun açılışını çok doğru adreslere, çok iyi programlanmış bir şekilde giderek yaptık. Bundan sonraki uzak durağı da yine Uzakdoğu'dan seçebilecek kadar da çok sevdik buraları. Bakalım, bir dahaki buluşma ne zaman olacak bu gülünce gözleri kaybolan sıcakkanlı, minnak insanlarla?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder