Sakıp Sabancı Müzesi'nde 30 Temmuz'a kadar devam edecek olan Feyhaman Duran - İki Dünya Arasında sergisi uzun zamandır gezmeye niyetlenip de gezemediklerim arasındaydı. Bu hafta bunu yapmayı başardım. Görülesi bir sergi, son derece üretken bir sanatçı -ve eşi-, harika portreler ve resimler. Mutlaka görmelisiniz.
1886-1970 yılları arasında yaşamış olan Feyhaman Duran, tam da geniş kapsamlı bir modernleşme dönemini, yoğun bir toplumsal dönüşümün yaşandığı zamanları görmüş aslında. İki dünya ile de bağını koparmamasının büyük etkisi olmuş olabilir resimlerinde. En çok da portreleriyle ünlü olan sanatçının kendisine ve eşine ait birçok yağlıboya portresini bu sergide görebilirsiniz. Cumhuriyet'le birlikte portrelere daha fazla ihtiyaç duyulduğu için bu alana ağırlık veren sanatçı, Tevfik Fikret'ten ünlü hukukçu Prof. Dr. Ebülula Mardin'e, Safiye Ayla'dan Atatürk'e, İbrahim Çallı'dan Fatih Sultan Mehmet'e birçok ismin portresini de yapmış.
Kendisi ve eşi Güzin Duran'a ait portrelerden bazıları. Ortadaki favorim!
Yukarıdaki kolajda ise sol altta Tevfik Fikret, sağ üstte İbrahim Çallı ve sağ altta da Hikmet Onat'ı görüyorsunuz. Diğerleri zaten daha tanıdık geliyor gözümüze değil mi? ;)
Feyhaman Duran 1911'de Paris'e giderek sanat çalışmalarını bir süre de orada sürdürmüş. O dönemlerde yaptığı resimlerden bazıları aşağıda. O zamanlar bir sanatçının Paris'te eğitim gördüğü nereden belli olur? Tabi ki nü çalışmalardan. Feyhamancım kendisine düşen modeller anlamda biraz şanssızmış sanırım. Hep aşağıdaki tarzda erkek modeller gördüm ben valla, kıh kıh. ;)
Şu haritayı da buraya koymam gerek diye düşünüyorum. 1850-1920 yılları arasında Pera'daki sanatçı atölyeleri, resim araç-gereçleri satan dükkanları ve sergi mekanlarını işaretlemişler üstüne. Neredeen nereye hey gidi Pera, diyebilir miyiz?
Serginin bir katında sanatçının eşiyle birlikte yaşadığı evinin salonu şeklinde düzenlenen bir bölüm, diğer katında ise yine eşiyle ikisinin çalışmalarını yaptıkları atölyeleri olarak sergilenen bir başka bölüm vardı. Atölyeye ve dönem itibariyle bir kadın olarak kendisinden çok daha arka planda kalmış olan eşi Güzin Duran'ın çalışmalarına ayrıca bayıldığımı belirtmem gerek.
Tüm bunların dışında kocaman kırmızı salonun içinde onlarca manzara resminin arasında kaybolacaksınız. İstanbul'da Adalar, Kabataş iskelesi, Anadolu ve Rumeli Hisarları gibi yerlerin günün farklı zamanlarında, farklı hava ve ışık koşulları altında yapılmış onlarca resmi sizleri bekliyor. Monet de bu tür poşadlardan yaparmış. Ondan etkilenmiş olabileceği düşünülüyor.
Bir sürü natürmort ve iç mekan resmi de sergide görecekleriniz arasında. Açıkçası ben sanatçının ağırlıklı portrelerini göreceğim, en fazla bir kata yayılmış bir sergi bekliyordum. Ama beklentimin çok üstünde bir kapsam ve niteliğe sahip bir sergiyle karşılaşmış oldum.
Ben büyük olasılıkla bir ya da birkaç kez daha giderim bu sergiye. Size de kaçırmamanızı öneririm. Sakıp Sabancı Müzesi'ne de buradan teşekkürler göndereyim. Kültürel zenginliğimiz için yapılan her katkının, özellikle bu dönemlerde çok önemli ve kıymetli olduğunu düşünüyorum. İyi ki varlar.
İyi hafta sonları.
2 yorum:
İmge'cim gitmeyi çok istediğim ancak bugüne kadar oldukça yoğun geçen gündemlerimziden dolayı bir türlü fırsat bulamadığım bir sergiydi. İyi ki gitmişsin..
Feyhaman Duran kadar eşinin de çalışmaları çok güzel. Evlerinin salonundaki çalışma odasına bayıldım. Erkek nü portreleri ile ilgili aynı düşünceler içinde tebessüm ettim ben de :)) Sonra, Pera haritasını o günlerin tarihi ile hayal etmeğe çalıştım!. bir de bu günü düşündüğümde ne desek nafile içimizin acısı geçmeyecek..Paylaşım için teşekkürler imge'cim, görünce sergi fotoğraflarını,'ne yapıp edip gitmeliyim' dedim kendime!..sana da iyi haftasonları...Sevgilerimle
Esincim neyse ki serginin bitmesine daha çok var. 30 Temmuz'a kadar mutlaka bir fırsat yaratıp görürsün sen diye düşünüyorum. Ve çok keyif alarak gezeceğine eminim.
Sana da iyi hafta sonları.
Öpüyorum çok, sevgiler.
Yorum Gönder