Kaş'tan gelir gelmez merakla açılmasını beklediğimiz AKM'yi görmeye gitmiştik. Gitmişken de Çanakkale Şehitliği'ndeki sayısız heykelinden tanıdığımız ünlü heykeltıraş Tankut Öktem'in Kristal Çağ Kapılarında sergisini gezdik. Serginin son ziyaret edilebileceği günün 28 Kasım olduğunu ve çok az gün kaldığını fark edince hemen size buradan da hatırlatayım dedim. Bu Pazar gününe kadar bir fırsat yaratıp AKM'ye uğramak isteyebilirsiniz belki.
Sergide Tankut Öktem'in bilinen heykellerinin dışında bilmediğimiz ne kadar çok ve yaratıcı işe imza attığını, çocukluğundan itibaren yaptığı eserleri (aşağıdaki kaplan heykelini 15 yaşında yapmış mesela), annesinin günlüğünden alıntıları, soyut çalışmalarını, yurtdışında ödüller kazanan ve yurdunda kıymeti bilinmeyip harap edilen eserlerini (bakınız Antalya Havalimanı) görüyor ve hikayelerini dinliyorsunuz.
Her gün önünden geçtiğimiz ama Tankut Öktem'in yaptığını bilmediğimiz Ulus'ta bulunan Ahmed Adnan Saygun heykeli ve Aşık Veysel heykellerinin birer replikalarının da bulunduğu sergide sanatçının yaptığı diğer pek çok önemli ismin heykellerinin dev fotoğraf veya videosunu bulmak mümkün. Aşağıda gördüğünüz Nazım Hikmet gibi.
1988 yılında Academie Beux Arts ve Dünya Sanat Komitesinin ortak kararıyla Türkiye’yi temsil eden sanatçı, Seul Kore’de Dünya’nın o dönem yaşayan en iyi 10 heykeltıraşından biri seçilmiş. 'Sevgi' isimli soyut eseri Kore Kültür Merkezi'nin önüne dikilen Tankut Öktem’in aynı çalışmasının küçük ebatlarda ve dönen bir versiyonunu da sergide görmeniz mümkün. Yine çok etkileyici soyut çalışmalarından biri de Vakko sanat koleksiyonunda da yer alan Anadolu Kadını soyutlamasıydı bana göre.
Vakko demişken ve AKM'ye kadar da gitmişken o nefis kütüphaneyi de gezmeyi unutmayın olur mu? Eskiden Nakkaştepe'deki Vakko binasında bulunan Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi artık AKM'nin içinde yer alıyor. 400 metrekare büyüklüğündeki yeni yerinde daha geniş kitlelere ulaşabilecek olan kütüphane, dünyanın en prestijli yayınevlerine ait özel edisyonlar, kütüphaneye özel imzalı yayınların bulunduğu 15 bin kitap ve sürekli güncellenen basılı, dijital, görsel arşiviyle hepimizi defalarca kez bekliyor bence. ;) Şu güzelliğe bakar mısınız?
14 Kasım'da sona eren Taksim Kültür Yolu etkinlikleri kapsamında hem St. Antoine'daki Duyular Bahçesi adlı mini heykel sergisini hem de Taksim Maksim'deki galeride yer alan yerleştirmeleri gezmiştik ama onları artık burada paylaşmıyorum tabi ki. Sadece bu duraklara da göz atmak aklınızda olsun yolunuz Beyoğlu'na düştükçe diye belirtmek istedim. Artık eski Maksim de bir sanat galerisi çünkü.
İyi gezmeler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder