Alıntılar:
* "...İlk gördüğüm andan itibaren sende bir sakinlik görüyordum; hani kitaplarda yazılan, ama neredeyse hiç kimsede olmayan türden bir iç huzuru. Düşünüp duruyordum: Bunu nasıl başarıyor? Ve anladım ki ancak hiç pişmanlığı yoksa ulaşabilirdi insan böyle bir huzura; seçimlerini bir duruşa ve amaca göre yapmışsa... Beni bir parça şaşırttı. Ve bu huzuru yeniden görmek için yerimde duramaz oldum..."
* "...Göğsünüzdeki vicdan denen o ilahi kıvılcımı söndürmemeye gayret edin."
* "...Duyguların zirveye çıktığı anlarda -ister öfke veya kıskançlıkla tetiklenmiş olsun, ister aşağılanma ya da içerlemeyle, fark etmez- ağzınızdan çıkacak söz kendinizi daha iyi hissettirecekse, büyük ihtimalle yanlış sözdür. Bu hayatımda öğrendiğim incelikli bir düsturdur. Artık benim işime yaramadığı için, alın sizin olsun..."
***
Gelelim ikinci sürpriz kitaba. Joe Dunthorne'un yazdığı Yetişkinler kitabını büyük olasılıkla Oksijen'in kitap ekinde görüp alınacaklar listeme eklemiştim. Bunu okuduktan sonra ödüllü ilk romanı Denizaltı'nı da listeme eklemiş oldum. Ah o liste, hiç bitmiyor, sürekli birikiyor ve yetişemiyorum duygusu yaratıyor. Ama yine de çok seviyorum keratayı. ;)
Kitabın ana kahramanı -ya da anti-kahramanımız desem daha iyi- Ray, 30'lu yaşlarını süren ve yetişkinlikten çook uzak bir arkadaşımız. Eşiyle ilişkisinde ya da işinde ya da sosyal çevresinde birçok kez bir çuval inciri berbat etse de onu yine de sevmeye devam ediyoruz sanki roman boyunca. İçinde fırtınalar kopan bir ergen ya da sorumluluk almayı bilmeyen bir çocuk için sempati duyar gibi bir sevme ama. Ray üzerinden modern dünyada bu yaş grubunun yaşadıkları duygusal çıkmazlar ve uyumsuzluklar ile ilgili bence çok güzel bir hikaye olmuş. Hem eğlenceli hem hüzünlü bir tarafı olan bir kısa roman. (Bana biraz Erlend Loe'nin Doppler'ini de hatırlattı sanki hem yazım tarzı hem de anti kahramanı açısından) Bu genç yazara bir şans vermek isterseniz aklınızda olsun.
İyi okumalar, iyi haftalar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder